İzleyiciler

24 Kasım 2014 Pazartesi

Unutulur, unutulur..

BU YAZI MAKALE.EKİSPAZARİ.COM SİTESİ İÇİN TARAFIMDAN YAZILMIŞDIR. HİÇ BİR ŞEKİLDE BU  BLOGUM DIŞINDA BAŞKA SİTELERDE YAYINLANAMAZ.
Bir yağmur yağar… Hava öyle kararır ki,sanırsın gündüzle gece görevlerini unuttular… Şimşek çakar… Selgibi yağmur yağar.. Bakarsın camdan dışarı… Gözlerin yağmur damlalarına dikilir.. Ve sıcak odanda bir müzik seslenir masanın üzerine koyduğun çayının dumanı eşliğinde.. Esmeray okur “Unutulur… unutulur…” Yağmur damlalarına göz yaşlarının eşlik ettiğinin farkına vararsın aniden… “Unutulur, unutulur…” Unutulurmu sahiden? Sahiden unutulurmu her şey? Onun gözleri, gülüşü, bakışı,elleri, kokusu, sevgisi, şefkati, ilgisi… En önemlisi hatıraları? Unutulurmu? Gerçekten Esmerayın dediği gibi “En değerli hatıralar bir gün gelir unutulur”mu..?
Her şey bir rüyamıydı yoksa..? Her şey bir hayalmiydi? Verilen sözler, hayaller, kurulacak mutluluk dolu yuva, doğulacak çocuklar…? Yalanmıydı…?

Kaç yıl geçmiş acaba aradan…? Ya da kaç ay? Hatıralar dün yaşanmış gibi değilmi? Hala inanamıyorsun bu ayrılığa.. Hala telefona bakıyorsun.. O telefonun onunla hiç alakası bile yok.. Ayrılık yaşadığın günlerde mahv ettiğin resimlerin gibi eski telefonunu da tanımadığın bir TELEFON dükkanında ucuza vermiştin gitmişdi.. Kime ne güzel haber getirecekse getirsin bundan sonra, sana onun aramasını, mesajlarını getirmeyecekdi ya.. Hiç bir şeye değmezdi… Yeni telefonunun onunla ilgisi bile yok… Yeni telefonunda numarası bile kayıtlı değil.. Ama her an gözün telefonda.. Arıyacakmış gibi.. İllerin ya da ayların arkasından bir telefon araması gelecekmiş gibi… Gelecekmi sahiden?
Yok… Daha gelemez ki… Ayrılık kendi hükmünü çoktan vermiş.. Ayrılığın kitabında kaç saat yazıyor, kaç dakika yazıyor,kaç saniye yazıyor acaba…? Senin ondan, onun senden ayrı kaldığı, ayrı yaşadığı, hiç haber almadığı,hiç haberi olmadığı kaç saat, kaç dakika,kaç saniye…? Acaba nerde şimdi? Onun da şehrine, dünyasına, hayallerine yağmur yağıyormu acaba? Gök yüzünden ve gözlerinden? Telefonu eski telefonmu? Numaran duruyormu? Yoksa bir zamanlar “Mutluluğum” diye kayıt yapdığı isminle birlikte onun da telefonu her hangi tanımadığı bir telefonçu dükkanında satışa mı çıkarılmış? Acaba kim alacak o telefonu? Ve ya kim almış..? Silmiş mi rehberdeki “Mutluluğum” ismini..? Silmiş mi mutluluğunuzu? Ne kadar sorular var aklında değilmi? Ve de nasıl sorular…
Yağmurla yarışır göz yaşların… “Gel bakalım hangimiz daha hızlıyız?” iddiasındalar sanki…Ellerinin tersiyle göz yaşlarını silersin.. Geçen günlerin arkasından bakarsın..Esmeray okur “Bu hayat böyledir, dostum”.. Sanki kalbindeki yaralara merhem olmaya çalışır bu şarkı.. “…böyledir, dostum”… Böylemiydi..? Böylemi olacaktı gerçekten? Böyle mi olmalıydı..? kurulan hayaller, verilen sözler toz üzerine, kum üzerine, buğulu camlara yazılan yazılar kadar basitmiydi..? Silinmesi kolaymıydı? İnanması zor…


Sevgi dolu bakışlarını getirirsin gözün önüne… Esmeray okur : “ne kadar sevmiştim seni…”…İlk tanışdığınız gün gelir aklına… Gülücüklerini getirirsin aklına.. Esmeray okur: “Ölürdüm öl dediğinde..” Yumuşacık ellerini avucların arasında gizleyib sokaklarda koşduğunuz,kartopu oynadığınız, yağmurda ıslandığınız, güneşte yandığınız günleri hatırlarsın…Göz yaşlarını anımsarsın… Yağmur gibi akıttığı göz yaşlarını… Esmeray okur: “Gözlerinden akan yaşlar…”..Ayrıldığınız gün… güneşdi her taraf.. Bir dakika içinde ikiniz için de hava kararmışdı, şimşekler çakmışdı, yağmurlar yağmışdı.. Mutluluğun mezarı kazılmışdı… Sevginiz mezara verilmişdi.. Ayrılık yaşamıştınız..Aylar ya da yıllar ne hızlı geçti… Şimdi nerde kim bilir? Hatırlıyormu seni..? Anımsıyormu o günleri..? Acaba Esmeray onun için de okudu mu ayrılığınızdan sonra “Unutulur unutulur…”

Hiç yorum yok :